Gül Bahçesinde - Novel - Bölüm 75
Aeroc aniden duyularını yeniden kazandı.
Her yönden gelen sakin bir esintinin sesini duydu. Ayağa kalktığında kendini huzurlu bir bahçenin tenha bir köşesinde buldu. O anda üzerine ağır bir sessizlik çöktü. Az önce hışırdayan esinti kesildi ve gölge, ayak bileklerine yapışan yoğun bir karanlığa dönüştü.
Sessizlik o kadar soğuktu ki kulakları uyuşmuştu. Çığlık atmak istedi ama nedense hiç ses çıkmadı. Panikle başını kaldırdı ve uzakta bir gül bahçesi gördü. Bahçenin ortasında cılız bir adam bir grup çocukla birlikte gülüyordu.
Ah, benim Kloff’um.
Aeroc kollarını uzattı. Ancak, puslu parmaklarının arasından kayıp gitti.
Kloff!
Sessizliğin içinde boğuklaşan bir sesle seslenmeye çalıştı ama Kloff ona doğru dönmedi. Kloff’un yanında sarı saçlı güzel bir adam gülümsüyor ve onunla usulca konuşuyordu.
Ah… Ne de olsa sadece bir rüyaydı.
Acımasız gerçeklik omuzlarına ağır bir yük bindirmişti. Çökmekte olan bedenini zorlukla taşıyarak ileriye doğru birkaç belirsiz adım attı.
Güm.
Aşağı bakmasına gerek yoktu. Bu, canlı ve hareketli bir kan akışının sesi olmalıydı. Her şeyi yutan karanlık her taraftan hücum etmeden önce, Kloff’u ve çocukları biraz daha izlemek istedi. Bulanıklaşan görüşünü kırpıştırdı ve bakışlarını zar zor odakladı.
Sonra Kloff tekrar ona baktı. Ve Aeroc ona gülümsedi.
Bu yeterliydi. Kısa süreli bir rüya bile olsa, Aeroc mutluydu.
Kloff’un kayıtsız ifadesi yavaş yavaş şaşkınlığa dönüştü. Gözlerini kocaman açtı ve irkilmiş görünüyordu, sonra “Aeroc!” diye bağırdı ve ona doğru koştu.
…Ha?
Bir şey söyleyemeden Kloff ona doğru atıldı ve kollarını sertleşmiş vücuduna doladı.
“Neyin var? Neden ağlıyorsun?”
“Ah…”
O kadar irkildi ki donmuş ses telleri istemsizce hareket etti ve garip bir ses çıkardı. Acı bir koku yayan geniş omuzların ötesinde, kendilerine doğru bakan sarışın birini gördü. Yanlarında uzun boylu bir adam daha duruyordu. İkisi de gözlerinde biraz endişeyle ona bakıyordu. Ah.
“K… Kloff?”
“Bir yerin mi incindi?”
“Öyle değil…”
Kloff’un elleri Aeroc’un bilgisiz ve şaşkın yüzünü sardı. Sonra yüzünü buruşturdu ve yanağından öptü. Çok sıcak ve şefkatli bir öpücüktü bu. Aeroc bir an için nefes alamadı.
“Biraz rizom toplayacağını söylemiştin ama neden ağlıyorsun?”
“Gerçekten… ben de bilmiyorum…”
İşte o anda, bahçede oynayan iki çocuk koşarak bu tarafa geldi ve Aeroc’un bacaklarına sarılırken “Anne! Anne!” diye cıvıldadılar. Aeroc boş gözlerle çocuklara baktı. İçlerinden koyu siyah saçlı bir çocuk Aeroc’un elini tuttu ve sordu, “Babam yine kötü bir şey mi söyledi?”
Aeroc başını yana salladı, bu çocuğun babasının kim olduğunu bilmiyordu.
“Birdenbire ağlamaya başladı. Neden suç hep benim üzerime kalıyor?”
“Çünkü bu konuda etkileyici bir sicilin var.”
Çocuk bir yumruk attı ve Kloff “Ev ödevi!” diye karşılık verdi. Sonra çocuk bir çığlık atarak oradan uzaklaştı.
Biri sarışın küçük kız kardeşini kucağında taşıyan iki çocuğun tökezleyecekmiş gibi koşmalarını izleyen Aeroc, farkında olmadan bağırdı, “Dikkatli ol, Lenoc! Yurea düşebilir.”
“Tamam, anne!”
Çocuğun elini sallarken arkasını döndüğünü gördü.
Lenoc.
Ah… Evet, o çocuğun adı Lenoc’tu. Aeroc ve Kloff’un ilk oğlu. Yurea onların ilk omega kızıydı.
Tüm anılar su gibi geri geldi. Aeroc hüzünlü bir kahkaha attı ve kendisine endişeyle bakan adama sarıldı.
“Neden ağlıyordun?”
“Sadece, çok hızlı ayağa kalktım ve başım döndü.”
“Hamileliğin ilk dönemlerinde olduğun için dikkatli olmanı söylemiştim.”
“Yine dırdır ediyorsun.”
Aeroc, ona sitemkâr bir ifade takınırken başını salladı. Kloff, endişeyle yere baktı ve Aeroc’un başının tepesine hızlı bir öpücük kondurdu. Üzerindeki baskıyı hissettiğinde gözyaşları daha da aktı. Beline dolanan güçlü kollarla Aeroc, gölgelikten güneşin aydınlattığı gül bahçesine götürüldü. Attıkları her adımda bir tepinme sesi duyuluyordu.
Gölgeden çıktıklarında Aeroc arkasına döndü. Kloff’un, Aeroc’un isteği üzerine döşediği çakıl taşlarının ışıkta parıldadığını gördü. Aeroc kendisini tutan adamın omzuna yaslandı ve gülümseyerek son gözyaşlarını da sildi.
Karanlık artık yok olmuştu ve parlak ışık her şeyi dolduruyordu.
3.Cildin Sonu
.
.
.
Kıyamam aradan ne kadar zaman geçerse geçsin bu duygulardan kurtulamıyor 3. bebeğiniz hayırlı olsun bitanem, sen hep mutlu ol ♥️
4. Cilt geçmişe dönük bazı olaylara şahit olcağız. Geçmiş derken önceki yaşam değil. Bu hayatta Aeroc’un ilk bebeğine hamile kaldığı zamanlara